Bir "gölge" olarak yaşamayı tattığında, hiç'in bir anda nasıl da her olabildiğini anlayacaksın...

Friday, November 30, 2012

Yalnızlık Kervanı


dağılmıştı saçları yorgun bir savaşçı gibi
gözleri kuru bir ağacın gövde rengi,
solgun bakıyordu hayata
fena yıpranmış besbelli

ağır hareketlerle işliyordu saati bile
kapatıyordu gözlerini elleriyle
ya görmek istemiyordu ya görülmek
yeter diye bağırıyordu içinden gizlice

dedim ki

yalnızlık kervanına hoşgeldin
senin de acıların var belli ve derin
gel buyur otur masamıza şenlensin
votkayı sek mi yoksa portakallı mı içersin

yalnızlık kervanına hoşgeldin
kalabalık içindeki yalnızlığı sen de bilirsin
üzülme boş insanlar için boş yere
değmez hiçbirisine ne öfke ne de kin

gözyaşları akmaya başladı birdenbire
başını koyacak bir omuz aradı çevresinde
biz bu kervanda yaşayan insanlar
hazırız birbirimize tüm canımızı vermeye

gülümseyişleri geldi gözyaşlarının ardından
kapattık tekrar kapımızı kimseye acımadan
yalnızlıklarımızın kervanı bu
yaşarız siz salakları umursamadan

No comments:

Post a Comment